izleniyoruz

Wednesday, January 20, 2010

Açlık giderilmesi gereken bir güdüdür!

Umut Karacaoğlu'nun ''Açlık'' adlı öyküsünü çözümleme denemesi

http://www.umutkaracaoglu.com/?p=1247

Engin Bey, öykü dersini anlatırken ''Bir öykünün önce başlığına bakın'' derdi. ''Başlık size ne söylüyor, önce bunu çözmeye çalışın''. Umut Karacaoğlu'nun 3 kısımdan oluşan bu öyküsünde de başlıkla işe başlamak lazım sanırım. Açlık üç bölümün de ortak başlığı. Farklı olan kısmına sonra değineceğim, şimdilik bir farklılık olduğu aklınızın bir kenarında kalsın. Açlık... Başlığı okur okumaz aklıma ilk düşen bedenimizin bizi zorunlu tuttuğu yemek yeme güdüysüydü elbette. Ancak öykü bu kadar basit olamazdı. Diğer bir ifade ile bir adamın açlığını, yeme ihtiyacını anlatamazdı. Bence anlatsa öykü olmazdı.

Bir açlık var öyküde burası kesin. Ama herkesin açlığı farklı bir şeye. İlk öykünün isimsiz kahramanı neye aç? İlk öykünün isimsiz kahramanı bir baba-oğul ilişkisine aç. Babasıyla bir ilişki kuramadığı anlaşılıyor. Mesafeliler. Ayda bir görüşüyorlar. Bir gün bu kayıp, var olmayan, sevgisi olmayan babanın evine gittiğinde babasının öldüğünü anlıyor. Ama bu ölümü kabullenmeye hazır değil. Bu yokluğu belki, ama ölümü asla. Çünkü babanın ölmesi demek, doyurulmamış olan baba-oğul ilişkisinin sonsuza dek doyurulmaması, adamın hep aç kalması demek.

''Serçe’yi bir ay boyunca babam beslemiş ve nereye bilmiyorum, yok olup gitmişti. o, ne isim koymuştu acaba? evinde tek bıraktığı şey serçe’ydi. babamın evini özlemişim...''

Babadan geriye babanın yerini alabilecek bir serçe kalıyor sadece. Bu nedenle serçe babayla özdeşleşiyor ve adamın hayatında önemli bir rol kazanıyor. Baba serçeyle ilişki kurabilmeli. Onunla anlaşabilmeli. Önce kahramanımız oğul olacak sonra baba rolüne o bürünecek ve kendi serçesini büyütecek. Burası önemli. Bundan sonra babalar ve oğullar serçe olarak karşımıza çıkacak. Doğmamış oğluna verebileceği en güzel besinle, kendine ait kuş yemiyle besleyecek. Onunla daha doğmadan ilişki kuracak. Ama bütün bunlar baba serçe cama çarpıp ölünce değişiyor. İsimsiz kahramanımız babasıyla kuramadığı ilişkiyi oğluyla da yanlış kuracak. Babasının ölümüne engel olamadığı gibi oğullarının ölümünün de nedeni olacak. Böylece hep aç kalacak.

http://www.umutkaracaoglu.com/?p=1254

Öykü aynı olayın farklı kahramanları gözünden anlatması üzerine kurgulandığı için bu defa karşımızda anlatıcı olarak isimsiz kahramanımızın karısı var. Karısının gözünden izlediğimizde kahramanımızın durumu daha bir anlaşılmaktadır. Aslında bu bölüm ilk bölümün bütün gizemini ortadan kaldıran bölümdür. Bütün çıplaklığıyla isimsiz kahramanın arızalarını okurun önüne serer. Peki bu ikinci hikayenin açı kimdir? Bu hikayenin açı elbette isimsiz kahramanın karısıdır. Ama onun açlığı bir baba açlığı değildir. Hatta buna tok olduğu söylenebilir. Sonra derece sağlıklı görünmektedir. Onun açlığını yaratan isimsiz kahramanın açlığıdır. Kahramanın kuramadığı ve teker tker öldürdüğü oğul serçeler kadının çocuk sevgisine açlığını doğurur. Kadın aç kalır ve bu açlığa dayanamaz ölür.

''sana son kez yazıyorum günlük. anlatacak gücüm yok. yaşayacak gücüm yok. bu yazıları biri bulup okursa, bilsin ki, yavrumu, kocam öldürdü. kendimi odaya kapadım ve polisi aradım. son yaptığım şey sana yazmak olacak günlük. hoşça kal, aynı pencereden ben de uçacağım.''


http://www.umutkaracaoglu.com/?p=1271

Bu öykünün biyolojik anlamda tek açı işte bu kedidir. Gerçek açlığın zorluğunu yaşayan odur. Tek derdi karnını doyurmaktır. Karnını doyurma yolunda bir adım attığını düşündüğü sırada ölür. Aslında belki artık o da açlığa dayanamamış, bilinçsiz bir ölüme gitmiştir.

''araba, kafatasını parçalayıp asfalta yapıştırdı.

  açlığı dinmişti.''

Öykünün ilk başlığının altında ''- aç karnına (ayna önünde) -'' ibaresi yer alır. İkinci başlığın altında ''- tok karnına (ayna ardında) -'' ibaresi vardır. Son bölümde hiçbir ibare yoktur. Neden? Sondan başlayalım. Kedi bu öyküye dahil olamadan, aynanın önüne gelemeden ölecek ve açlığını dindirecek. İsimsiz kahramanın karısı aynanın arkasından bütün olanı izleyecek. Aç kalacak ama kendi seçimiyle ölerek açlığını dindirecek. Aynanın önünde bir tek isimsiz kahramanımız kalacak. Aç ve yaşayan.

İlk okuduğumda ikinci bölümün fazla ipucu verdiğini düşünmüştüm. Ama son bölümle birlikte ikinci bölüm de bu sıralamayla anlam kazandı. Umut Karacaoğlu'nun eline sağlık.

2 comments:

  1. hem anlaşılmak, hem de böylesine net bir yorumlama görmek beni çok mutlu etti. eline, aklına sağlık.. yazma konusundaki motivasyon değerine hiç değinmiyorum bile.. teşekkür ederim.

    ReplyDelete

Söyle, içinde kalmasın.