izleniyoruz

Saturday, February 12, 2011

Nizam-ı Mülk

Diğer bir ifade ile işbu mekânda geçerli olan davranış kuralları. Şöyle bir düşünceniz aslında öyle ya da böyle gerçekten her ortamın bir kuralı olduğuna siz de hak verirsiniz. O kuralların bazılarını tartışmaya açmak, yeniden yazmak mekâna ve sizin mekândaki konumunuza göre elbette mümkün olabilir. Bazen olmayabilir. 

Buraya kadarki "mekân" sözcüğü ister istemez bize somut bir alana işaret ediyor gibi görünüyor. Ev, iş, okul, sinema, konser salonu, kütüphane, devlet dairesi vs. Oysa işler bir süredir değişti. Sanal alem çıktı mertlik bozuldu. Alem sanal olunca kurallar da değişti... mi? 


Değişmiştir tabii. Sondaki "mi?" yazıya retorik bir süs vermek amacıyla katıldı. Fakat ben bugün şöyle bir şey gördüm: "
sizin gercekten o.h. oldugunuza inanmiyorum, bu kadar ilgisiz duvar gibi olmaz bi insan hayranlarina, hoscakalin..." O.H. sevilen bir müzik icracısıdır. Facebook'ta kendisine bu mesaj iletilmiş, o da ne yapacağını bilemeyip ulu orta sormuş ne yapayım diye. Bir de eklemiş "evet ben böyleyim, duvar gibi"

Şimdi efendim elbette mekânın kuralları vardır da bir de insanın karakteri vardır ki onun mekânın kurallarıyla pek alakası yoktur. Mekânın kurallarının hayranlarla içli dışlı olmayı gerektirmesi şimdi bu beyefendiyi bu aracı kullanmaktan men mi etmeli? Öyle ya kendisi "öyle biri" olmakla mekânın kuralına baştan muhalif zaten. 


Naçizane fikrimi söylemem gerekirse ben öyle düşünmüyorum. İçine karşısında olmadığım bir düşüncenin bulaşmadığı bir nesne, alan kalmadı gibi. Neresinden tutsam ayıklamak mümkün değil. Toptan ret edeyim desem o mümkün değil. Matrix'in dışına çıkmak ancak Neo'ya özgü bir lüksmüş, o da yine bir başka sanal alemde. Mevzu bence, olduğuna ve inandığına en uygun hâliyle buralarda bulunabilmek. 


Hamiş: Yorumu yazan arkadaş kimdir bilmiyorum ama bilsem şu soruyu sorardım: "Bu kadar mı şuursuzsunuz ki 'hayran' olduğunuz adamın daha ne yapıp ne yapamayacağını kestiremiyorsunuz? Tebrik ederim."

4 comments:

  1. opppsss biraz karışık olmuş bu yazı :/ kafa basmadı benim..

    ReplyDelete
  2. Öyle mi olmuş? Galiba bazen düşüncelerimi yeterince açık biçimde ifade edemiyorum. Kısaca şöyle demek istemiştim, "sırf facebook'a üye oldu diye kişinin her yazılan yoruma cevap vermesi, arkadaşlık listesindeki herkesi pohlpohlaması gerekmez. Facebook sanal bir mecra olarak buna imkân tanısa da kişinin karakteri buna imkân vermeyebilir. Dolayısıyla 'bize yüz vermiyorsun hıh!' demek bana biraz saçma geliyor".

    ReplyDelete
  3. Artık mekanların,ortamların ve ucuz sanal ortamların kurallarından,samimiyetsizliğinden,bunların mıç mıç mıç dialoglarından o kadar sıkıldım ve tiksinmeye başladım ki...
    Evet bunun sanal ortam ayağından onlara üye olmayarak kurtulabilirim fakat işin kötüsü bu saçma sapan kurallar,davranışlar ve işte her neyse tüm bu saçmalıklar artık her yerde.
    İnsanlar artık kendileri için değil popülerlikleri,rantları,cakaları için yaşıyorlar ve bu gerçekten sinir bozucu bir durum.Daha da kötüsü bunu herkesin normal karşılması ve buna alışması.Sanırım ben hiç bi zaman alışamayacağım ve tahammül edemeyeceğim insanların karektersizliklerine.Belki de bu yüzden insanlarla sorunum.Neyse oralara hiç girmiyorum.Çok iyi yazıyorsunuz bence,yani bu yazı için konuşmuyorum sadece.Genel olarak yazılarınızı severek okuyorum.Öyle yani.

    ReplyDelete
  4. Derdimi anlamanıza çok sevindim. Mesele bu işte, kaçış yok. O zaman bu düzenin içinde ama kendi bir biçimde kendi duruşundan taviz vermeden kalmak gerekiyor. Yazılarla ilgili yorum için de ayrıca teşekkür ederim. Anlatılanların birilerine bir şey ifade ettiğini bilmek çok güze bir duyguymuş. Siz söyledikçe anlıyorum.

    ReplyDelete

Söyle, içinde kalmasın.