izleniyoruz

Saturday, November 28, 2009

Ses

Bir odanın içinde açtı gözlerini. Sade döşenmiş bir odaydı. Mavi bir ışık hakimdi. Annesi bir koltuğun üzerinde oturmuştu. Üzerinde mavi bir sabahlık, başında beyaz bir yemeni vardı. Amcasının kızı annesinin sağ yanındaki koltukta oturuyordu. Yengesi sol tarafındaydı. Odada neşeli bir hava vardı. Yavaş yavaş ayıldı, kendine geldi. Sesler anlam kazanmaya başladı. Önce bir uğultu gibi duyduğu sesin aslında kaset çalardan geldiğini anladı bir süre sonra. Kasetteki ses annesinin sesiydi. ''Ah, yenge ne çok gülmüştük sen bunu dediğinde'' dedi amcasının kızı yüzünde ışıl ışıl bir gülümsemeyle. ''Sorma'' dedi annesi. ''Cidden çok gülmüştük.'' Ardından  ağız dolusu bir kahkaha patlattı. Kasetten sürekli annesinin yaşamının çeşitli anlarına dair sesleri geliyordu. Bazen kahkaha atıyor, bazen kızıyor, bazen azarlıyordu kasetten gelen ses. Bir köşede durmuş sesini çıkarmadan olan biteni izliyordu. Üçü kasetten duydukları üzerine öyle ateşli sohbet ediyorlardı ki aralarına girmeye cesaret edemedi. Hem pek mutlu görünüyorlardı bu halleriyle, araya girmek bu mutluluğu bozmak gibi geldi ona. Uzandığı koltuktan kalmadan, hiç kıpırdamadan sessiz sedasız onları izledi. Seslerinin, gülüşlerinin onu sarıp sarmalamasına izin verdi. En çok annesinin sesine, annesinin kahkasına kulak kesildi. En çok onu duydu, dinledi. Yavaş yavaş anlamsızlaştı sesler. Uyku yeniden gözlerine çökmeye başladı. Bir süre sonra kendinden geçti.

Bir odanın içinde açtı gözlerini. Sade döşenmiş bir odaydı. Kırmızı bir ışık hakimdi. Odada büyük bir boşluk vardı. İçi hüzünle doldu.

No comments:

Post a Comment

Söyle, içinde kalmasın.