izleniyoruz

Friday, April 20, 2012

Çekişme

Şöyle yan gözle baktım. Makamın sahibi kağıda "1 dakika" yazdı, verdi. Döndüm,  kağıdın altındaki sayfa numarasına baktım. Ancak yarısındaydım. Bütün bunları yaparken dudaklarım kağıtta gördüklerini tekrarlamaya, zihnim ise bir çözüm bulmaya çalışıyordu. Kahramanın çevresindeki ikna edemediği bir sahneyi anlatırken dönüp "Acaba ben de bir 5 dakika istesem ikna edemem mi sizi?" dedim. Salon güldü. O gülmedi. Bilirim, biraz gevezeyimdir. Lakin zamanın önceden kısıtlı olduğu durumlarda bu huyumu askıya almasını beceririm. Ama insan hali... Bazen anlatmak tatlı geliyor. Bu defa ipin ucunu kaçırmış, yazının sonunu uzatmışım.  Elimden kağıdı bırakıp bir özet geçmenin en güzeli olduğuna karar verdim. Kendimce hızlı, ama belli ki aslında uzun (tamı tamına 6.5 dakika) bir özet geçtim. Hayatlarından çaldığım  takribi beş dakikayı, vesile olduğum gülümsemeye saysın dinleyici ve helal etsin oturum başkanından kavga dövüş aldığım o zamanı.