Sevgili dostum,
Mektubumun çok geciktiğinin farkındayım. Takdir edersin ki senin gönderdiğin son mektup kişinin okuyup bir anda hazmedebileceği ve ardından uygun cevabı yazabileceği cinsten değildi. Canın sağolsun. Bir bütün hâlinde anlayıp sindiremeyeceğimi fark ettiğim andan beri kelime kelime okuyorum mektubunu. Ancak bitti. Üzerimdeki etkisi, pek sevgili amcamın Beşiktaş her mağlubiyet aldığında sıraladığı yaratıcı küfürlerinden en sevdiğimi ağız dolusu yüzüne haykırma isteğiydi: "Tatlı yerini öptüğümün çocuğu!" Evet doğru anladın, anan tatlı sen değil. Mektubu, 13 Mart'ın bitimine sadece dakikalar kala göndermiş olmam benim arızalarıma, saplantılarıma ve travmalarıma işaret eder elbette ama senin bu gerçeği tam da ben unutmak için bu kadar gayret sarf ederken yeniden hatırlatman senin hangi vasfınla açıklanır onu bilmiyorum işte. Canın sağolsun... Ne yaparsan yap sonunda sana vasıf olarak "dostum"u seçiyorum.
Sana bugün oyundan bahsetmek istiyorum. Oyundan ve oyun oynamayı uzun süre önce unutmuş bir memleketin evlatlarından. Bütün o evlatlar arasından babam nasıl oldu da çıktı bilmiyorum ama zekasına ve yaratıcılığına en çok güvendiklerimin bile benim oyunlarımı hiç anlayamamaları, her şeyi son derece ciddiye almaları benim insan neslinin devamına ilişkin düşüncelerimi karartıyor. Tamamen sessizleştiğimiz bir anda "Adını ne koymuşlar?" soruma ciddi ciddi cevaplar arayacak olanların varlığıyla yaşamak denen bu zorlu süreçte ne kadar daha ilerleyebilirim? Ayrıca "öğreneceksiniz" dediğim de beni gerçekten öğretecek bir mevki zannedip egolarına hakaret edildiğini tasavvur edenlerin Kaf Dağı'ndaki burunlarının ardındaki görmek için parmaklarımın üstüne yükselmemin işe yarayamacağından da eminim. Zaten genel olarak parmaklarımın ucunda yükselmemin bana pek bir faydası dokunmadı şimdiye kadar. Bilirsin, en az saçım kadar kısayım...
Yine bir yerlere gidiyorum bu hafta sonu. Kart atıyorum gittiğim yerlerden ama senden ses çıkmadığı için gelip gelmediğini anlamıyorum.
Daha oyunlu yaz, olmaz mı?
Baki selam
sütlü
No comments:
Post a Comment
Söyle, içinde kalmasın.